Yirmili yaşlarda ABD’ye gitmiş, sıradan işlerde çalıştıktan sonra orada polis memurluğu yapmaya başlamış, önce kendi kurumunda yükselip ardından FBI’da ajan olarak göreve başlamış biri Erdal Kaya.
Kendisi aynı zamanla Adanalı bir hemşehrim, belki bu nedenle de kolay iletişim kurabildik. Türkiye’de üretilen, yerli bir silah markasının atış etkinliğinde tanışmıştık, zaten kendisini de o marka davet etmiş.
Seri olarak fotoğraf ve video düzenlerken bir şey fark etmiştim. Düzenlediğim fotoğraflara ve videolara birkaç saat sonra veya ertesi gün tekrar baktığımda renklerde veya renk sıcaklıklarında sapmalar oluyordu.
Özellikle fazlaca fotoğrafı seri düzenlerken veya birkaç özel fotoğraf üzerinde uzun uzun işlemeler yaparken bu hatayı yaptığımı fark ettim. Ekrana ve fotoğraflara uzun süre bakmak yanılsamaya ve bazı detayların gözden kaçmasına yol açıyordu.
Poligonda atış denemeleri yaparken Erdal’ın silahı teslim etmeden önce silahın boş olduğundan emin olmak için önce mermi yuvasına baktığını sonra kafasını sola çevirdiğini ve tekrar silahın boş olup olmadığını kontrol etmesi için yine mermi yuvasına baktığını gördüm, tabi bu 1-2 saniye içinde oluyor.
O gün markanın video çekimlerine denk gelmiştik ve aynı şeyi marka için poligonda çekim yapılırken de gördüm. Aşırı meraklı ben, bunu uygun bir zamanda kendisine sormayı planlarken çekim sırasında markanın çalışanı bu kafa çevirme hareketinin sebebini kendisine sordu. “Yanılsamaya bağlı kazayı önlemek için. Önce bakıyorum, sonra algıyı dağıtıp tekrar kontrol ediyorum” dedi.
Tabi bu cevap beni daha da meraklandırdı, kahve arasında kendisine bunun detayını sordum, gelen cevap aydınlattı “Silahın boş olup olmadığına bakmak günlük rutinlerimizden, ben silahın boş olduğundan emin olmak istiyorum. Bu nedenle önce bakıyorum, sonra silahın boş olmasını umut ettiğimi bilen beynime güvenmeyerek kafamı yana çeviriyor, başka bir şeye bakıyor, sonra tekrar kontrol ediyorum. Böylece beynimin bana; benim görmek istediğim şeyi mi gösterdiğini yani bir anlık yanılsama mı yaşadığımı, yoksa gerçekten mi öyle, bir sağlama yapıyorum. Bazı mesleklere yıllarını vermiş usta kişilerin ustalık döneminde kendini yaralaması bu sebepledir genelde, yapılan rutin işlerde yanılsama olur o da kazaya veya yanlış sonuca sebep olur.”
Çözüm olarak ben de fotoğraf düzenlerken algımın zayıfladığını hissettiğim an zaten ara veriyordum ama fazla zaman yoksa ve seri fotoğraf işlemem gerekiyorsa, bu durumda fotoğraf uygulamasını küçültüp, twitter’a veya başka bir sitede 1 dakika geziniyor ve tekrar fotoğraf uygulamasına dönüyorum, gerçekten etkisini görüyorum. Benzer yanılsamaları blog yazısı yazarken de yaşıyorum. Yayınlamak üzere bekleyen bir yazıyı, ertesi gün veya birkaç saat sonra okuduğumda çok fazla hata buluyorum.
Erdal’ın bir youtube kanalı olduğunu çok sonra öğrendim, baktım ama yerli markanın etkinlik videosunu göremedim, umarım yükler ve ben de bu yazıya eklerim. Kanalı merak edenler buraya tıklayabilir.
İki sevdiğim, işini iyi yapan insanın tanışmış olması nedensizce ama beni çok mutlu etti.
Yazıyı okumaya başlarken içimden umarım bu Erdal’dır diye içimden geçirirken FBI kısmına gelince emin oldum ve gülümsedim.