Coronavirus’te Pek Konuşulmayan Detay: Virüsün Endemik Hale Geçmesi

Covid-19 virüsü hakkında hepimizin duyduğu ve konuşulan genel bilgilerin dışında bir detay dikkatimi çekti. Virologlar ve epidemiyoloji uzmanları Coronavirus’ün (Covid-19) büyük bir ihtimalle artık endemik duruma geçeceğini ve artık bizimle birlikte yaşayacağını söylüyor. 

Bu şu anlama geliyor; dünya nüfusunun çok büyük bir çoğunluğu zamanla enfekte olacak, insanların çok büyük bir kısmı (tahmin edilen oran %80-82 fakat bu önlemlere göre değişiyor) enfeksiyonu hafif atlatıp, bir kısmı ağır atlatacak (%14-20) ve maalesef bir kısmı ölecek (%2-4).

Hastalığı atlatanlar bağışıklık geliştirecek fakat coronavirus artık gribe sebep olan diğer virüsler gibi daima hayatımızda olacak, zaman zaman yine gribe sebep olan virüsler gibi ataklar yapacak ve bizi hasta edecek fakat önceden enfekte olup bağışıklık kazandığımız için büyük ihtimalle öncekine nazaran daha hafif atlatacağız ve Covid-19’un aşısı da bulunursa güçsüzleşerek yıldan yıla yaşamımızdan uzaklaşacak, etkisi azalacak.

Covid-19’un endemik olabileceği detayı gündemde nedense pek ses getirmedi ama dikkatimi fazlasıyla çekti ve biraz araştırma yaptım. Malum ben de sade vatandaşım, yazacaklarım olabildiğince birinci uzman ağızlardan olacak ama bir bağlayıcılığı yok bu nedenle ahkam kesme hadsizliği yapmak istemem. Gelelim konuya;

İngiltere ve Almanya’nın Şaşırtan Eylem Planı

İngiltere’de Boris Johnson ve Sağlık Bakanlığı; sadece salgını yavaşlatma yönünde müdahaleler ve önlemler olacağını. Toplumun genelinin ve hatta her bir vatandaşın en az bir defa enfekte olacağını ve bağışıklık geliştirmesini beklediklerini açıkladı. Bu kabullenilmişlik beni oldukça şaşırtmıştı.

Almanya’da, Merkel; risk grubuna giren kronik hastalığı olanları ve yaş grubu yüksek enfekte olmuş kişilere yoğun bakımda öncelik verileceğini. Ülke nüfusunun %60-70 oranında enfekte olmasını beklediklerini, amaçlarının virüsün yayılmasını olabildiğince yavaşlatmak olduğunu açıkladı. Üstüne Alman virolog Christian Drosten, “Neue Osnabrücker Zeitung” gazetesine verdiği röportajda, ülke genelinin enfekte olacağını ve ölüm oranlarında %2 hedefinde tutmaya çalışacaklarını söyledi. Bu soğuk kanlılık ve kabullenilmişlik, üstüne rasyonel tutum aslında Alman ekolünde pek şaşırılacak şey değil ama insan yine de şaşırıyor.

Salgını Yavaşlatma Vurgusu ve Sağlık Sistemi İlişkisi

Hiçbir ülkenin sağlık sistemi ani bir viral salgından etkilenen kişileri kaldıracak kapasitede değilmiş. Eğer kapasite ani aşılıp, bu aşılma uzun süre devam ederse sağlık sistemi o ülkede çöküyor.

Peki bu durumda neler oluyor?

  • Enfekte olmuş kişilerle yeteri kadar ilgilenilemediğinden ve yeteri kadar kaynak (örneğin; solunum cihazı, yatak, serum, immün sistem güçlendiriciler ve o konuda uzman personel vs…) ayrılamadığından iyileşme vakaları düşüyor, ölüm oranları çok artıyor.
  • Yeni gelen enfekteler aşan kapasiteyi iyice tıkıyor ve artık sağlık sistemi işlemiyor. Bu o kadar sıkıntılı bir durummuş ki salgınla ilgisi olmayan tüm departmanları da etkilediğinden genel olarak salgına yakalanmayan diğer hastalarda dahi yığılmalar başlayabilirmiş.
  • Salgının yarattığı panik üstüne, kendisi veya sevdiği en az biri enfekte olan ve hastanede yer bulamayan büyüyen kitleler öngörülemez davranışlara girişebiliyormuş.

Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü’nün de salgınla mücadele prosedüründe hükümetlere önerisi; salgının hızını yavaşlatmak ve enfekte kişilerin o ülkenin sağlık sisteminin kapasitesini aşmasını önlemek. Ülkelerin de şu an izledikleri politika tam olarak bu. İran, İtalya, İspanya ve Fransa’nın da tam olarak çuvalladıkları nokta da bu.

Neden Salgını Durdurma Değil de Yavaşlatma Stratejisi Uygulanıyor?

  • Bilim insanları, global çapta olan bir viral enfeksiyonun hemen durdurulamayacağını, nüfus genelinin kontrolsüz enfekte olacağını biliyor.
  • Virüse karşı aşının veya bir ilacın üretilmesinin en iyi ihtimalle bir yıl, ortalama 18-24 ay arası sürebileceği biliniyor, zamana ihtiyaç var. Salgın zamana yayılırsa, aşı veya ilaç bulunana kadar minimum insan hayatı zarar görebilir.
  • Salgın yavaşlatılırsa, virüsün mutasyon geçirme olasılığı da yavaşlıyor. Mutasyon ne kadar az olursa, o derece öngörülebilir ve virüse karşı devam eden mücadelede ek zamana ihtiyaç kalmayabilirmiş.
  • En önemli sebeplerden biri, sağlık sisteminin çökmesini engellemek, zamana yayılan salgın sebebiyle, bir yandan iyileşip gönderilen yoğun bakım hastalarının yerine yeni enfekte olan hastaları kabul etmek, bu duruma bağlı olarak ölüm oranlarının düşmesi ve ülkede kaos ihtimalinin olmaması. 

Coronavirus, Eninde Sonunda Bize Bulaşacak Mı?

Bilim insanlarının söylediklerine bakılırsa ve endemik olma olasılığı (kimi bilim insanları artık endemik olduğunu düşünüyor) göz önüne alınırsa, evet ama sakin olmaya devam ediyoruz çünkü korkacak bir şey yok, nasıl yani? Şöyle;

Covid-19 yüksek bir ihtimalle, bir şekilde bizi grip gibi bir gün bulacak, salgın yavaşlasa da, dünya normale dönse de enfekte olma olasılığımız devam edecek. Bu konuda Alman virologlara göre aşı bulunsa bile tüm ülke enfekte olacak ve bağışıklık kazanacak ve tüm ülkenin enfeksiyonu yaşaması 4-5 yılı bulabilecek Alman uzmanlara göre. 

Unutmayın viral hastalıklarda aşının amacı asla enfekte olmamanızı garanti etmek değil, enfeksiyonun etkilerini ve tahribatını en aza indirmek ve bağışıklık sistemine virüsü tanıtarak enfekte olduğunuzda hastalığı hafif geçirmenizi (belkide hissetmeyecek kadar hafif) sağlamak ve olası riskleri düşürmek veya bağışıklık sisteminizin durumuna göre tamamen engellemek. “Virüs mutasyon geçiriyor işe yaramaz aşı” diyenlere kulak asmayın, aşının çalışma mekanizması mutasyona uğrayan her virüse özel değil, virüsün bulunduğu sınıf baz alınıyor. Aşıların ne işe yaradığı ve nasıl çalıştığı konusunda internette yeteri kadar birinci ağız kaynak var, lütfen WhatsApp ve sosyal medya hurafelerine kapılıp kendinizi ve sevdiklerinizi riske atmayın. 

Epidemiyoloji doktoru, Dr Richard Hatchett da Covid-19’un yüksek ihtimalle endemik olduğunu düşünenlerden.

Peki Şimdi Ne Olacak?

Coronavirus ile mücadelede, hepimiz uzmanlardan sürekli şunu duyduk “Bağışıklık sistemi önemli, bağışıklık sistemi güçlü olan çok hafif atlatır” uzmanların da bağışıklık sistemi konusunda söylediği ve vurguladığı bir şey var, stres etkisi.

İyi beslenseniz de korku, panik ve kaygı; stres hormonunu (kortizol) yükseltir ve bağışıklık sisteminizi vurur. Çin’de doktorların hastaları toplayıp dans ettirmesi, egzersiz yaptırması; İtalya’da insanların balkonlardan şarkı söylemesi, Wuhan’da insanların gece pencereleri açıp bağırarak birbirinden destek olmalarının altında tek bir sebep var. Stresi ve kaygıyı yenmek ve buna bağlı olarak bağışıklık sistemini desteklemek. Stres hormonu (kortizol) çok sağlıklı bir insanda dahi yıkıma yol açıyor ve bağışıklık sistemini zayıflatıyor.

Sorunlar ve kaygılar hepimizin hayatında var, salgın sebebiyle daha az dışarı çıkıp, daha fazla evde vakit geçirdiğimiz şu günleri lehimize çevirebiliriz. Covid-19 bize yavaşlamayı, sakinleşmeyi, kendimizle baş başa kalmayı, bizim kontrolümüzde olan şeyler kadar kontrolümüzde olmayan şeylerin de hayatımızı şekillendirdiğini, sevdiklerimizin ve hayatın ne kadar değerli olduğunu, stresi ve kaygıyı yönetmeyi de öğretecek belli. 

Stresin sizi ve sevdiklerinizi zayıflatıp coronaviruse karşı savunmasız bırakmasına izin vermeyin. Sakinleştirecek, gülümseyecek, mutlu edecek, ferahlatacak ve sizi panik ve kaygıdan uzak hissettirecek şeyler yapmamız gerekiyor. Beslenme, uyku düzeni, hijyen, egzersiz ve özellikle stresi kontrol altına alma kurallarına dikkat ettiğinizde virüs gerçekten sizden güçlü değil ve belki hiç şansı yok. Bu bir motivasyon cümlesi değil, uzmanların görüşleri.

Bir gün enfekte olacağız, o güne hazırlıklı olmamız gerekiyor ve bunun için en son gerekli şey öfke, panik ve kaygı yani stres. Uzmanların söylediği gibi virüs değil panik öldürür. Kendimizi virüsten önce kendi silahımızla (stres) vurmak şu günlerde pek mantıklı olmaz. 

5 Yorum

  1. Yazı çok güzel, elinize sağlık. Okuduktan sonra tuhaf bir duyguya kapıldım. Galiba ben de kabullendim belki bundandır birazda rahatladım.

  2. Beta glukan önerisinden sonra araştırma yaptım Mehmet Öz’de önermiş ama şimdi baktım hiç kalmamış, hiçbir yerde yok 🙁

    • Evet, şimdi ben de baktım maalesef her yerde bitmiş.

  3. Önce nasıl yaaa olsada tepkim yazının sonuna doğru bir rahatlama geldi. Özellikle bağışıklık sistemi önerilerinin ekran görüntüsünü aldım. Yalnız bir şey soracağım. Geçmişte bir dönem spor salonuna gitmiştim hoca çinko magnezyum takviyesi aldırmıştı kabak çekirdeği kısmında kullanabilirim sanırım sonuçta kilo problemim var ve benim için fazla kabak çekirdeği ek kalori demek. Coronasız günler…

    • Teşekkürler size de coronasız günler 🙂
      Mevcut veya kronik bir rahatsızlığınız yoksa, 18 yaş üzeriyseniz kutu üzerindeki önerilen dozda kullanabilirsiniz. Aksi halde doktorunuz ne derse o.

Düşüncelerini Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir